Hata… Beceriksizlik… Çalışmayan bir icat…
Nasıl adlandırırsanız adlandırın, Slinky, en azından ilk başlarda, tam anlamıyla bir yanlışlıktan ibaretti.
1945 yılında Philadelphia’da yoğun çalışma temposunda kaybolmuş bir mühendisti Richard James. Amerikan Donanması için gemilere dengeleyici cihazlar icat etmekle görevlendirilmişti. Gemiler, dalgalı sularda seyir halindeyken sağa sola ve öne arkaya sallanırdı. Bu şiddetli sarsıntılar navigasyon cihazlarının doğruluğunu etkilerdi. Richard’ın görevi, bu cihazların bu hareketliliğe rağmen stabil kalmasını sağlayacak mekanizmalar geliştirmekti.
Richard, yayları kullanarak bu sorunu çözebileceğini düşündü. Farklı boyut ve biçimlerde birçok yay kullanıp onları çeşitli şekillerde birleştirdi. Haftalarca uğraştı, düzinelerce prototip üretti; ancak hiçbiri işe yaramadı. Üstelik hiçbir zaman kendisinden beklenen mekanizmaları geliştiremedi.
Bir gün, üzerinde çalıştığı yaylardan biri kazayla raftan düştü. Richard, yay yere “bam!” diye düşer diye düşünüyordu. Ancak yayı izlediğinde, aşağıya adeta yürüyerek indiğini gördü. Yay resmen emekliyordu! Kitapların üzerine düştü, ardından masaya, sandalyeye ve nihayet yere inerek orada toparlandı. Richard, gözleri fal taşı gibi açık bir şekilde, her defasında aynı hareketi izledi.
Mesai biter bitmez, yaşadığı bu olağanüstü olayı eşi Betty’ye göstermek için eve koştu. Yayın hareketini her yerde, her şekilde denediler. Özellikle merdivenlerdeki hareketi gerçekten büyüleyiciydi.
Betty, bu icadın bir oyuncak olabileceğini düşündü. Richard bu fikre önce şaşırdı; çünkü yayına hiç o gözle bakmamıştı. Ancak Betty, kocasının eğlenceli bir oyuncak icat ettiğini fark eden ilk kişi oldu. Üstelik ona “Slinky” ismini veren de Betty’ydi.
Başlangıçta akıllarına birçok isim geldi. İki gün boyunca sözlük karıştırıp bir liste yaptılar. En sonunda, Betty bu oyuncağı en iyi anlatan kelimenin “Slinky” olduğuna karar verdi.
İlk Adımlar
Ertesi yılın başlarında, Richard ve Betty, 400 adet Slinky üretmek için 500 dolar borç aldılar. Mağazaları dolaşıp sahiplerini bu oyuncağı satmaya ikna etmeye çalıştılar. Birkaç mağaza ürünü kabul etti; ancak raflara dizilen Slinkylere kimse ilgi göstermedi. Tek bir tane bile satılmamıştı. Bu durum, ikilinin cesaretini kırdı. Ancak pes etmediler; Slinky’nin başarılı bir oyuncak olacağından emindiler. İnsanların sadece onun potansiyelini görmesi gerekiyordu.
Gimbel’s isimli büyük bir mağazanın yöneticisiyle görüştüler. Yöneticiyle uzun bir konuşmanın ve biraz da yalvarmanın ardından, Slinky mağazada sergilenmek üzere yerini aldı. Richard, işler kötü giderse diye bir arkadaşına küçük bir miktar para vererek en azından bir tane Slinky almasını istedi. Ancak korkuları yersizdi. Sergi büyük bir ilgi gördü! İnsanlar, bu inanılmaz metal sarmalın eğimli bir tahtanın üzerinde yaptığı ahenkli hareketlere hayran kaldı. Sadece bir buçuk saat içinde, ellerindeki tüm ürünler, 400 adet Slinky, satıldı.
Büyük Başarı
Richard ve Betty çok geçmeden kendi şirketlerini kurdular. Birkaç yıl içinde milyoner oldular. Günümüze kadar, yaklaşık Yüz Milyonlarca Slinky satıldı. Oyuncak dünyasında Slinky hâlâ emin adımlarla “yürümeye” devam ediyor.
Slinky’ye Dair İlginç Bilgiler
– İlk Slinkyler mavi-siyah İsveç çeliğinden yapılmıştı. Sonradan daha ucuz Amerikan metali kullanılmaya başlandı.
– İlk Slinky sadece 1 dolara satılıyordu.
– Bir Slinky, yaklaşık 2.5 metre uzunluğunda metalden üretiliyor.
– Vietnam Savaşı sırasında, Slinky askeri uygulamalarda da kullanıldı. Radyo-telsiz personeli, anten olarak kullanmak için onu ağaç dallarına atıyordu.
– 1960 yılında Richard James, Bolivya’da Protestan bir misyoner oldu.
– Slinky, kuşlara karşı oldukça etkili bir korkuluk olarak kullanılabiliyor. Tohumlar ekildikten sonra bir Slinky’i ağaç dalına asarsanız, rüzgârda hareket ederek kuşları uzaklaştırıyor.
– Slinky, uzaya gönderilen ilk oyuncaklardan biri oldu. Yerçekimsiz ortamda yayların hareketlerini gözlemlemek için bir grup Slinky uzay mekikleriyle seyahat etti.
– Günümüzde Slinky’nin plastik, renkli ve ışık saçan modelleri üretiliyor. Ayrıca Slinky Köpek, Slinky Solucan “Susie” ve Slinky Tren “Loco” gibi çeşitleri de mevcut.
Slinky, basit bir icat gibi görünse de, yaratıcı bir bakış açısının nelere yol açabileceğini gösteren eşsiz bir başarı hikâyesidir!